🌱BİRLİKTE BÜYÜMEK🌱

Bu hafta 21. yüzyılın en ünlü kişisel gelişim uzmanı Tony Robbins’in ifadelerine yer vermek istiyorum. Geçtiğimiz sene Netflix’te yayınlanan belgeselini izlediğimde çok aşina olduğumuz pek çok öğretinin harmanlamasının yanında psikoloji ve kişisel gelişim yöntemlerini büyük bir ustalıkla bir araya getirdiğine de tanık olmuştum. Bunlarla birlikte, samimi duruşu ve bilgiyi paylaşma tarzıyla bana kalırsa insanlara çok basit hayati değerleri büyük bir enerjiyle sunduğunu düşünüyorum.

Son günlerde dikkatim yeniden Tony Robbins’in açtığı alanda. Yıllardır özellikle kadın-erkek ilişkileri ve cinsel özlerle çalışmam nedeniyle Tony’nin ilişkilere bakış açısı beni ayrıca içine çekti, çünkü ilişkiler konusunda oldukça önemli ve aynı zamanda da basit bulduğum noktalara dikkat çekiyor. Aslında çok basit ve farklı şekillerde de sunulmuş ifadeler olmasına rağmen konuyu kendi hayatından sunuyor olması da bence aktardığı her şeyle insanlara ilham oluyor. Dün dinlediğim bir ses kaydında “SEVGİNİN BEŞ DİSİPLİNİ” başlığıyla sundukları (sevgili eşi Sage) konu gerçekten de konuşulmaya, benimsenmeye ve hayata aktarmaya değer diye düşünerek, büyük bir ilham ve heyecanla bu hafta sizlerle sevgiye ve ilişkiye dair bir alan açmak istedim. İşte Tony Robbins’in ifadeleriyle ve benim yorumlarımla “SEVGİNİN BEŞ DİSİPLİNİ”…

“KOŞULSUZ SEVGİ VE ŞEFKAT”  Tony bu konuyla ilgili şöyle diyor: “Önce ben değil, sevgilim.” Kendi ihtiyaçlarımla obsesif şekilde uğraşmaya başladığımda karşımdakini unutuyorum. Tony, sağlıklı ilişkiler için kişinin eşine odaklanmasının kıymetli olduğunu söylüyor. Bu da karşımdakini eleştirmek yerine onun iç dünyasını tanımayı getiriyor.

“CESARET VE KIRILGANLIK” – “Ne olursa olsun sevmeye devam etmek!” diyor Tony Robbins. Bunun içinse cesarete adanmak elzem diye de ekliyor. Eşimin her çeşit duygu ve halini görerek onun için %100 orada olmaktan bahsediyoruz burada aslında. Bu, David Deida’nın da dile getirdiği ve aslında “eril” bir meziyet. Eril diyerek “Bu erkeğin işi!” demiyorum, dikkat. Kadının da mevcudiyetini getirebilmesi çok önemli. Çünkü mevcudiyet sunmak aynı zamanda güven sunmaktır. “Ben her ne olursa olsun, her ne duygu çıkarsa çıksın buradayım,” diyoruz. Bu da haliyle “derin bağlantı” konusunu getiriyor. Zira mevcut olmak bize derin bir bağlantı kurma yetisini de sunuyor. Eşimizle bağlantımızı derinleştirdiğimizde ve mevcudiyetimizi tam olarak sağladığımızda her şeyi duymaya ve ifade etmeye hazır hissediyoruz. Bu da ilişki içerisinde sevgiyi beslemek için en önemli meziyetlerden biri haline geliyor. Tony şöyle demiş: “Ne kadar kırılgan olursan o kadar güçlü olursun. Çünkü sevgi her şeyi fetheder!”

“SORUMLULUK ALMAK” İlişki, sorumluluk almayı getirir ve bu, adanmanın, gerçeği söylemenin ve eylemlerinin sorumluluğunu almak demektir. “Üzgün olduğunu söyle! Özür dile!” diyor Tony. Bunun içinse kendine ve eşine dürüst olmak, açılmak ve şeffaflıkla olanı paylaşmak gerekiyor. Birbirimizin gerçekliğini, dürüstlüğünü sorgulamaya başladığımızda ilişki sona ermeye başlıyor. Bunu engellemenin ya da tersine çevirmenin yolu ise öncelikle kendimde ne olduğunu anlamaktan geçiyor, ki bu da “kendimin farkındalığı” demek. Ben bende ne olduğunu anlarsam başkalarının da beni anlamasına katkıda bulunabilirim. Bu da ilişkilerimizin şeffaf, güven dolu ve sağlam alanlar olmasına imkan tanır.

“ANBEAN ONURLANDIRMAK” “Eşini onurlandıran, övgü ve hayranlık içeren cümleler kullan.” Sanırım buna her birimizin ihtiyacı var, zira biz kendimizi göremeyen varlıklarız çoğunlukla. Başarılarımızı, ilerlememizi ya da güzelliğimizi unutmaya, görmemeye meyilliyiz. İlişki içerisinde bu alanı daim kılmak birbirini yukarıya, esenliğe taşımak gibi geliyor bana. En önemlisi de Tony’nin “Eşini terk etmekle ya da sevmemekle tehdit etme,” ifadesi bence. Farkında olmadan ifadelerimiz tehdit vari imalar içerebiliyor ve neredeyse hepimizin terk edilme ya da reddedilme hikayeleri olmasından mütevellit, ilişkiyi baltalayan nedenlerin başında geliyor tehdit. Bu alanı görebilmek içinse bir önceki maddenin “kendimin farkındalığı” gündeme geliyor. Tehdit etmemin altında yatan sebep ya da duygu nedir, öncelikle buna ışık tutmak önemli diye düşünüyorum.

“ÖZGÜRLÜK SUNMAK” “Farklı düşünceleriniz, farklı zevkleriniz olabilir ama bu birbirinize sevgiyi sunmak için bir engel değil, unutmayın!” diyor Tony. Sevgiyi her zaman başa koymanın önemini vurgularken aynı zamanda da geçmişi geçmişte bırakabilmenin ilişkiye getirdiği özgürlüğün de altını çiziyor. Biz genelde geçmiş bir durum nedeniyle eşimizi ya da kendimizi cezalandırmaya çalışıyoruz. Oysaki ilişkiyi iyileştirebilecek ya da sevgiyi yeniden canlandıracak şey bunun tam tersi. Eğer sevgi dolu ve sıcaklık, yakınlık ve bağlantı gibi derin ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz bir ilişki yaratmak istiyorsak kendimizi ve eşimizi özgür kılmak en önemli eylemlerden biri gibi görünüyor.

Tüm bunlarla birlikte… naçizane kendimden bir not düşmek isterim: Düşüncem o ki Tony Robbins herkes gibi bir insan ve hayatı oldukça basitçe ele alan bir adam. Hayatın temel noktalarına baktığımızda aslında her şeyin oldukça basit olduğunu düşünüyorum ve sıcak ve derinlikli bir ilişkiyi yaratmanın da zor olmadığı kanaatindeyim. Tony ve Sage’in sevgi dolu ilişkisine baktığımda ve anlattıklarından yola çıktığımda ilişkilerinin gerçekliğinden şüphe etmek bir yana, böylesi sevgi ve yaratıcılıkla dolu bir ilişkinin olasılığını “biliyorum”. Tony ve Sage’in başardığı ve çoğumuzun ilişkilerde yapamadığı tek şeyin “EYLEME GEÇMEK VE YAPMAK” olduğunu düşünüyorum. Bugün sunduğum bu maddeler her ne kadar basit gibi görünsede asıl sevgi dolu ilişki, bizler bu adımları gerçekleştirdiğimizde, kısacası “YAPTIĞIMIZDA” hayat buluyor. 

Eylemlerinizin ve sevginizin karşılık bulduğu bir ilişki diliyorum…

Didem Çivici