
Chuck Schwartz tarafından yazılan Marie-Louise von Franz’ın aşağıdaki biyografik ölüm ilanı, 23 Şubat 1998 Pazartesi günü İngiltere merkezli The Independent’ta yayınlanmıştı.
Marie-Louise von Franz birçok konuda tanınmıştı. Birinci sınıf ve şefkatli bir analistti. 30 yılı aşkın bir süre boyunca birlikte çalıştığı C.G. Jung’un en yakın iş arkadaşıydı ve onun en önemli çalışmalarına, özellikle psikoloji ve simya üzerine anıtsal çalışmalarına büyük katkıda bulundu. Ayrıca peri masallarının psikolojisi üzerine bir koleksiyon da dahil olmak üzere bir dizi kitabın yazarıydı ve bu alanda önde gelen bir otoriteydi.
Peri masalları hakkındaki kitaplarında istisnai olan şey, bu kitapların okunabilirlikleridir. Von Franz, birkaç teorik formülasyona sahipti. Doğrudan tarzı ve kullandığı gündelik İngilizce (ana dili değildir), yazdıklarını kolayca erişilebilir ve masalların kendileri kadar büyüleyici hale getirmektedir. Von Franz’ın bu tarzı sayesinde her kesimden insan, bu zamansız hikâyelerin çocukların tek koruyucusu olmadığının farkına vardı ve çocukların günlük yaşamlarıyla ne kadar alakalı olduklarına şaşırdılar.
Bu kitaplardan ilki olan Problems of the Feminine in Fairytales (Masallarda Feminen Sorunlar) 1972’de yayımlanmıştır; onu, An Introduction to the Interpretation of Fairytales (Masalların Tercümesine Giriş) (1973), Shadow and Evil in Fairytales (Masallarda Gölge ve Kötülük) (1974) ve birkaç başka kitap daha takip etti. Bunlar, psikoloji dünyasında hala en çok satan kitaplar arasındadır ve öyle kalacak gibi de görünüyorlar.
Marie-Louise von Franz’ın çeşitli konularda daha birçok kitabı vardır. En seçkinleri arasında psikoloji ve modern fizik arasındaki bağlantı üzerine Number and Time (Sayı ve Zaman) (1980) vardır; Emma Jung (Jung’un eşi) ile birlikte the Grail Legend (Kâse efsanesi) sembolizmi üzerine ayrıntılı bir bilimsel çalışma yapmıştır; St Thomas Aquinas’a atfedilen erken bir simya metni olan Aurora Consurgens’in çevirisi ve sunulmasını sağlamıştır; Jung, His Myth in Our Time (1972) ile Jung’un temel çalışmalarını aydınlatan bir biyografi yazmıştır. Bunların yanı sıra simya, rüyalar, klasik mitoloji ve projeksiyon psikolojisi hakkında da birkaç kitap yayınlamıştır.
Von Franz ayrıca, The Problem of the ‘Puer Aeternus’ (‘Puer Aeternus Sorunu’) adlı önemli bir kitap yazdı. Puer aeternus, “ebediyen genç”, danışma odasının giderek yaygınlaşan bir ziyaretçisi, hayatını henüz zamanı gelmemiş gibi yaşayan biri; şu ana (bu ister bir iş olsun ister bir partner ya da şimdi ve şu an ile ilgili herhangi başka bir şey) bağlanmayı reddeden gayet geçici bir yaşam. Böyle bir yaşama genellikle uçmaya veya dağa tırmanmaya olan bir ilgi eşlik eder, ki bunlar, mümkün olduğunca yükseğe çıkmanın ve sıradan yaşamın sıradanlıklarından uzak olmanın sembolleridirler.
Marie-Louise von Franz, Avusturyalı bir ailenin kızı olarak Münih’te doğdu, ancak hayatının çoğunu İsviçre’de geçirdi. İlkokulda bile müthiş zekasıyla ün kazanmıştı. Örneğin, okulunda öğretilen dini eğitimin ilkelerini kabul etmek istemiyordu. Dersini veren rahibi o kadar çileden çıkardı ki rahip, ona özel ders vermek için ısrar etti.
Sonra Zürih Üniversitesi’ne devam etti ve klasik dillerde doktora veya tıp eğitimi arasında seçim yapmak zorunda kaldığı bir aşamaya geldi. Şimdiye kadar Jung ile analize başlamış ve ona klasik dilleri seçmesi gerektiğini belirten bir rüyadan bahsetmişti. Özellikle o andan itibaren çalışmaları için ihtiyaç duyduğu tüm Yunanca ve Latince metinleri ücretsiz analitik seanslara çeviren Jung için mükemmel bir seçimdi.
Von Franz 41 yaşındayken Jung ona ilk danışanını alması için izin verdi. Danışanı, sinir krizinin eşiğinde olan bir kadındı. Von Franz ilk vakasını başarıya ulaştırmak için çok istekliydi ama kadını desteklemeye çalıştıkça kadın daha da kötüleşti. Umutsuzluk içinde Jung’a döndü ve Jung ona danışanının sinir krizi geçirmesine izin vermesini tavsiye etti. Von Franz geri çekilip kadına yardım etmeyi bıraktı ve kadın kısa sürede tamamen iyileşti.
Bu deneyimin terapötik teknik üzerine aldığı en önemli ders olduğunu, ona irade ve Ego’nun sınırlarını ve Bilinçdışı’nın kişiliğin merkezi olarak rolünü gösterdiğini söyledi. Bunu Galileo’nun Dünya’nın güneş etrafında döndüğünü keşfetmesine benzetti. Dünya gibi Ego da çok daha büyük ve güçlü bir merkezin etrafında dönen önemli bir uydudur. Galileo’nun keşfi onu hâkim iktidar tarafından aforoz ettirdi ve Jung da bilimsel kurumun elinde benzer bir kader yaşadı. Jung için, psişenin merkezinin yapısı, psişik yaşamın temel yapı taşları veya anatomisi olan “arketipler” olarak adlandırdığı şeylerden oluşuyordu. İnsan anatomisinin diğer her parçası gibi “arketipler” de tüm insanlarda ortaktı; buna Kolektif Bilinçdışı dedi.
Birkaç yıl önce von Franz, Galileo’nun keşfi gibi, gelecek nesil araştırmacıların Jung’a herhangi bir referans vermeden veya onu bilmeden bu aynı psişik yapıları (arketipler) keşfedeceklerini öngördü. Bununsa doğru ve uygun olacağını düşünüyordu çünkü bu keşfi bağımsız olarak yapmaları Jung’un çalışmalarının varsayımsal olmadığını, psişik yaşamın nesnel gerçeklerine dayandığını kanıtlayacaktı.
Son birkaç yılda evrimsel psikologların yepyeni bir türü gerçekten de bu yapıları yeniden keşfetti ve genellikle Jung’un çalışmalarına atıfta bulunmadan, “zihinsel modüller” gibi terimlerle bu yapıları yeniden keşfettiler.
Arketipik düzeyde çalışan von Franz, en azından onun için, bir danışanla çalışmanın tek etkili ve iyi yolunun, hem iç hem de dış yaşamının materyali üzerinde çalışmak olduğunu fark etti – başka bir deyişle bu, kendi evini düzenlemekti.Bu nedenle, tüm öğrencilerine verdiği terapi modeli hiç de modern ve hatta post-modern değildi. Rahatsız edici olduğu kadar basitti de: “Kendi psişik hayatınız üzerinde ziyadesiyle çalışın ve danışanın hayatında senkronize bir olay olmasını umut edin. Bu şekilde her şey açık ve canlı tutulur ve belirlenmiş kurallar olmaz.”
Belki de bir kural istisnaydı: von Franz, Jungiyen olmanın yanlış olacağını söyledi. Jungiyen olursanız Jung’un psikolojisinin tüm amacını kaçırırsınız, ki bu amaç, olmanız gereken eşsiz birey olmaktı.
Marie-Louise von Franz’ı ya da çalışmalarını tanıyan herkes, bireyleşmeyi ne derece başardığını görebilirdi.
Chuck Schwartz
(Çeviri: Didem Çivici)
Marie-Louise von Franz, analitik psikolog: 4 Ocak 1915’te Münih doğumlu; 16 Şubat 1998’de Küsnacht, İsviçre’de öldü.
Eserleri:
Alchemical Active Imagination
Alchemy: An Introduction To The Symbolism And The Psychology
Animus and Anima in Fairy Tales
Archetypal Dimensions of the Psyche
Archetypal Patterns in Fairy Tales
Aurora Consurgens: A Document Attributed to Thomas Aquinas on the Problem of Opposites in Alchemy (2000)
C. G. Jung: His Myth in Our Time
Creation Myths
Dreams (1991)
Feminine in Fairy Tales
Individuation in Fairy Tales
Light from the Darkness: The Paintings of Peter Birkhäuser (1980)
Number and Time (1974)
On Divination and Synchronicity
On Dreams & Death: A Jungian Interpretation
Projection and Re-Collection in Jungian Psychology: Reflections of the Soul
Psyche and Matter (1992)
Psychological Meaning of Redemption Motif in Fairytales
Puer Aeternus: A Psychological Study of the Adult Struggle with the Paradise of Childhood
The Cat: A Tale of Feminine Redemption
The Golden Ass of Apuleius: The Liberation of the Feminine in Man
The Interpretation of Fairy Tales
The Passion of Perpetua: A Psychological Interpretation of Her Visions (2004)
The Problem of the Puer Aeternus
The Shadow and Evil in Fairy Tales
The Way of the Dream
The Way of the Dream (DVD)Time Rhythm and Repose
~ Bunlara ilaveten von Franz, Emma Jung’un kutsal kâsenin psikolojik sembolizmini tartıştığı ‘The Grail Legend’ eserine de katkıda bulunmuştur.