- Önceliğiniz bağlantı kurmak olsun.
- Her şeyin sizin şifanıza, farkındalığınıza ve ilişki anlamında derinleşmenize hizmet etmesine izin verin.
- Koşullanmalarınızın (öfke, korku, utanç ve suçlama ile) seçimlerinizi etkilemesine izin vermeyin.
- Yaşamınıza hüküm süren alışkanlıklarınızı (davranış, konuşma, düşünme) fark edin.
- Partnerinizin eylemlerini kabul etmekle partnerinizi kabul etmeyi birbirine karıştırmayın.
- İlişkinizde yolunda giden şeylerin, yolunda gitmeyen şeyleri örtülemesine izin vermeyin.
- İfade edilmesi en zor olan neyse onu paylaşın.
- Tartışırken ya da partnerinizden memnun olmadığınız zamanlarda tüm ilişkiyi sorgulamayı bırakın.
- Olumsuz duygu diye bir şey olmadığını hatırlayın.
- Güvensizliğinizin farkında olarak, güven duymayı öğrenin.
- İç içe girmeyi (fusion) yakınlıkla (intimacy) karıştırmayın.
- Duyguları yeniden hissetmek için ne gerekiyorsa yapın (terapi, empati ya da duygusal-bedensel araçlar).
- Partnerinize her seferinde yeni gözlerle bakmayı öğrenin.
- Saygısızlığa ve şiddete (fiziksel ya da sözel) tahammül etmeyin.
- Zihniniz çok aktif olduğunda dikkatinizi zihninizden duygularınıza yöneltin. Bu, o anda canlı olanla bağlantı kurmanıza, ihtiyaçlarınızı anlamanıza yardımcı olur.
- Cömertçe verin, kendinizi tüketecek kadar değil.
- İlişkinizi bir macera olarak görün.
- Eleştiren, yargılayan yanınızı fark edin.
- Tepkiden uzak durmak, ondan kaçmak ya da tepki duymak yerine, tepkinizle iletişim ve bağ kurun.
- Bağlılığı ne zorlayın, ne de ondan kaçın. Bırakın derin bağlılık kendiliğinden oluşsun.
- Öfke ve sevginin birlikte var olabileceğini hatırlayın.
- Öfkenizin saldırganlığa dönüşmesine izin vermeyin. Öfkeyle başa çıkmayı değil, öfkeyi duymayı öğrenin.
- Kırılganlığınızı hissedin ve kırılganlığınızın içerisinde bir güç kaynağı bulun.
- Üzgün olduğunuzu söyleyin, ertelemeyin.
- Sağlıklı ifadenin (öfke dahi olsa) saldırganlık olmadığını hatırlayın.
- Duygusal okur-yazarlığınızı geliştirin.
- Zayıf yanlarınızı saklamak için güçlü yanlarınızı öne sürmeyin.
- Gerginlik ya da çatışmayı bir büyüme fırsatı olarak alın.
- Duygu ve mantığın en iyi birlikteyken işe yaradıklarını hatırlayın.
- Meditasyon yapın.
- Hatırlayın: Acımıza ne kadar temas edebilirsek, o kadar az acı çekeriz.
- Partnerinizi tanıdığınız yanılgısına düşmeyin.
- Bütünlüğünüzü, yaptığınız her şeye yansıtın.
- Huzur ve ahenk arayışınızın, atmanız gereken adımları ertelemesine izin vermeyin.
- İçinizdeki çocuğu, kedinizi onunla özdeşleştirmeden kucaklayın ve koruyun.
- Ailenizden ayrışmayı (birey olmayı), yetişkin benlik ile iletişim kurmayı ve seçim yapmayı öğrenin.
- Şüphelerinizden şüphe duyun.
- Derin bağlılık olmadan şefkatin ortaya çıkamayacağını unutmayın.
- Partnerinizle birlikte yol almak adına sınırlarınızdan vazgeçmek yerine partnerinizle yol almak için sınırlarınızı genişletin.
- Sınırlarınızı sıklıkla kontrol edin: “Neredeyim? Ne istiyorum?”
- Hayır dediğinizde bu tam bir HAYIR, Evet dediğinizde bu tam bir EVET olsun.
- Durumları ve kişileri içsel eleştiri mekanizmanızla tanımlamaya son verin. Yargılarla değil, empati diliyle anlamayı ve konuşmayı öğrenin.
- Partnerinizle ilişkinizin üzerinde kabuklar oluşmuşsa, o kabuklardan kurtulun, böylece birlikte büyüyebilirsiniz.
- Küçük sarsıntılarla pratik yapın, böylece büyük sarsıntılar çıka geldiğinde savrulmazsınız.
- Gölgenizi karanlıkta saklamayın. Birbirinizin gölgelerine şefkat duymayı öğrenin.
- Gerçek yakın ilişkide duyguların ve bağlantının önemsendiğini unutmayın.
- Sevginin ve farkındalığın birlikte ifade bulmasına izin verin.
- Öfkeli olsanız dahi partnerinizle saygı içerisinde iletişim kurmanın yollarını öğrenin.
- Merkezinizi kaybetmeden yumuşamanın yollarını öğrenin.
- Dinleyin… ta ki “dinleyici siz” kalmayana dek.
- Utancınızın saldırganlığa dönüşmesine (kendinize ya da partnerinize) izin vermeyin.
- Yüzünüzü acınıza ve içinde bulunduğunuz zorluğa dönün, bilinçli adımlarla ilerleyin.
- Utanç-Suçluluk-Korku duygularıyla seçim yapmamayı öğrenin.
- Cinselliği bağlantı kurmak için bir araç olarak kullanmak yerine, zaten mevcut olan bağlantının bir ifadesi olarak kendiliğinden ortaya çıkmasına izin verin.
- Olumsuz bakış açılarınızı yargılayan bakış açıları geliştirmemeyi öğrenin.
- Kavga ederken temiz ve kalpten bir şekilde kavga edin, öyle ki bu kavga ilişkiniz için bir büyüme sürecine dönüşsün.
- Yüzleşme kapasitemizi engelleyen ve şefkat gibi görünen şeyin gerçek şefkat olmadığını hatırlayın. Bu, nevrotik bir tahammül etme hali olabilir.
- Partnerinizin utanç, suçluluk ya da korkularını kullanarak onu manipüle etmemeyi, olayları kontrol etmemeyi öğrenin.
- Yaralarınızı ve gerginliğinizi romantikleştirmeyin, cinsel bir oyuna dönüştürmeyin (drama, porno ya da kavga/şiddet aracılığıyla).
- Hatırlayın: Geçmişimiz, biz ona farkındalıkla dolu mevcudiyetimizi ve şefkatimizi sunmadığımız sürece şu anımıza ve geleceğimize hükmeder.
- Kendiniz için gelişmeye devam edin.
- Partnerinizle ilişkinizin, yaşamla olan ilişkinizi derinleştirmesine izin verin.
- Sizde ya da partnerinizde iyileşmemiş her ne yara varsa, bu yaralara şefkatle yaklaşmayı öğrenin.
- Gücünüzü ele alın (Şİ gibi araçlarla).
- Ruhsallığın, duygularınızı yok sayma ya da yadsıma aracı haline dönüşmemesine özen gösterin.
- Partnerinizle temasınızı yitirdiğinizde en kısa sürede bu teması yeniden yaratma stratejileri geliştirin.
- Suçlamaların köklenmesine izin vermeyin.
- Kendinizi kaybetmeden ve kendinizden ödün vermeden kendinizi sunmayı öğrenin.
- Ne kadar derine dalarsanız, dalgaların sizi o kadar az savuracağını unutmayın.
- Cinselliğin –ve diğer her şeyin- sizi “daha iyi hissettireceği” düşüncesinden sıyrılın.
- Ölümün, partnerinizi kalpten bir şekilde onurlandırmanıza hizmet etmesine izin verin. Unutmayın ki ölümden kaçınmak bizi öldürür.
- En az müteşekkir hissettiğiniz anda şükran duygunuzla bağlantıya geçin.
- Açılmanın acı verdiği anlarda dahi açılın.
- İlişkinizin derinliğine sınır koymayın.
Didem Çivici – Copyright ©2018
(Robert Augustus Masters’ın “Transformation Through Intimacy” kitabındaki notlardan yararlanılmıştır.)