“Şeytanımla Atışmak”

Bu sefer sözleri genç bir adamın ellerine bırakıyorum…
Kolektif Gölge ile İnsan (ego) arasındaki savaş daha iyi anlatılamazdı… yaşadığımız psikozlar, psikolojik arbede daha iyi anlatılamazdı…
…çünkü müzik, binlerce sayfalık bilgiyi işte böyle bir araya getiren bir güç…

Teşekkürler Ren Gill.

(sözlerin Türkçe çevirisini aşağıda bulabilirsiniz – bizzat yaptım, hata olursa affola)

Merhaba Ren
Biraz zaman oldu, beni özledin mi?
Beni gömdüğünü sandın, değil mi? Riskli…
Çünkü her zaman geri dönerim
Derinlerde bunu biliyorsun…
Derinlerde bir yerde her zaman etrafta bir yerlerde olduğumu biliyorsun
Ren, beni gördüğüne memnun olmadın mı?
Konuşmayalı haftalar oldu kardeşim, bana ihtiyacın olduğunu biliyorum
Sen koyunsun, ben çobanım, beni yönlendirecek sen değilsin
Beni besleyen eli ısırmak da sana düşmez.

Merhaba Ren
Uzak durmak adına kendime biraz vakit ayırdım
Sessiz kalmak adına kendime biraz vakit ayırdım
Terapistim hasta olduğumu söylediğinden beri biraz yalnız kalmaya vakit ayırıyorum
Ve son zamanlarda biraz ilerleme kaydettim
Ve bazı yeni başa çıkma becerileri öğrendim
Yani sana pek ihtiyacım olmadı dostum
Sanırım bir adım geri çekilip sakinleşmemiz gerekiyor.

Ren, sen benden daha deli gibi konuşuyorsun
O doktorların gerçekten sana rehberlik etmek için orada olduklarını mı düşünüyorsun?
Bunu milyonlarca kez yaşadın
Medeni aklın yalan söylenme konusunda her zaman çok mükemmel
Tamam, bir hap daha al oğlum
Kendini beyaz gürültünün sesinde boğ
“Bu 10 adımlık programı uygulayın ve neşelenin! Tüm sorunlarınız ortadan kalkacak!”
Lanet aptal çocuk!

Hayır dostum, bu sefer farklı, güven bana
Her şeyin yerli yerine oturacağını hissediyorum
Ve müziğim de biraz işe yaradı
Sanki gerçekten harika bir şey yapabilirmişim gibi
Ve öldüğümde belki hatırlanırım
Kendimle özel bir şey yaptığım için
Bu yüzden, konuşmamız gerektiğini düşünmüyorum dostum
Çünkü sen benimleyken bunun hiçbir faydası yok gibi görünüyor

Beni kestirip atabileceğini mi sanıyorsun?
Ben senim, sen bensin, sen bensin, ben biziz
Biz biriz, ikiye bölünmüşüz, bu da bir yapar, işte görüyorsun
Beni öldürmek istiyorsan seni öldürmek zorundasın
Artık akşam yemeği değilim ben, kenara atılmış paçavra değilim
Ah, müziğin mi gelişiyor? Hayalperest herif!
İlk on a girmiş parçan nerede? Oprah’la röportajın nerede?
Grammy’lerin nerede Ren? Hiçbir yerde!

Evet ama benim müziğim o kadar ticari değil ki
Hiçbir zaman sayıların, istatistiklerin veya statistiklerin peşinde koşmadım ki
Asla radyo için nakarat da yazmam
Beni çalmıyorlar bile, öyleyse neden buna kafa yorayım?
Ama müziğim gerçekten de bağlayıcı
Ve onu bulan insanlar ona saygı duyuyor
Ve bu benim için yeterli çünkü hayat zordu
Müzik de bana içinde dinlenebileceğim bir amaç veriyor

Dostum, çok iddialı konuşuyorsun!
Ren, müziğin o kadar benmerkezci ki
Kimse kendinden ne kadar nefret ettiğini anlatan bir şarkı daha duymak istemez, güven bana
Çok şanslısın
Sana rehberlik etmek için senin içinde olduğumdan
Beklentilerini yönetmeyi hatırlattığım içim, 
Sana perspektif sunduğum için – hani ihmal ettiğin o şeyi
Anlıyorum önemli biri olmak istiyorsun… Sıradaki Jimi Hendrix mi? Unut gitsin

Dostum, bu öyle değil

Dostum, aynen böyle
ben senin içindeyim, seni salak

Hayır, öyle değil dostum, yanılıyorsun, yazdığım zamanlar ben aitim

Bu şarkıyı kabul ederek dördüncü duvarı yıkmama izin ver
Ren oturur
Dahiyane bir ilham gelir
Daha önce yapılmamış bir şarkı yazmak ister
Bilinçaltıyla bir savaş…
Eminem yaptı bunu!

Gitarda çalındı

Plan B yaptı bunu!
Dostum, sen orijinal değilsin, seni cani!
Hırsız sanatçı! Senin başarının zirvesi başkalarının malzemelerini çalmak!
Ren, dostum, bunların hepsini daha önce de duyduk.
Ah, “she sells sea shells on the sea shore”

Siktir git, sana ihtiyacım yok, bunu duymaya ihtiyacım yok!
Çünkü ben tek başıma iyiyim, ben bir dahiyim!
Ve harika olacağım ve dalgalar yaratacağım
Ve altımızdaki tüm dünyayı sarsacağım

Aynen öyle, doğruyu söyle
Lanet tanrı kompleksin paçalarından sızıyor!
Gerçekten bunu söylediğini duymak çok ferahlatıcı!
Önemsizmiş gibi göstermek yerine…
“Ah, müzik tamamen yaratıcı süreçle ilgilidir ve eğer insanlar müzikte ilişkilenecek bir şey bulabilirlerse o da ikramiyesi!”

Siktir git, seni öldüreceğim, Ren

O zaman öldür beni
Haydi seni öldürelim, Ren

Bunu yapacağım, göstereceğim sana, sen kim oluyorsun da müziğimden şüphe ediyorsun?
Çünkü eğer ölürsen seçtiğim kararları ben veririm
Evet, kararları ben veriyorum ve kimin hayatta kalacağını ben seçiyorum
Seni düğümlerle bağlayacağım ve sonra seni içeri kilitleyeceğim

Flaş haber…
Ben yaratılışın şafağında yaratıldım
Ben baştan çıkarmayım
Ben cennetteki yılanım
İhanetin sebebi benim
Bütün kralların kafasını kesenim
Ben hiçbir kafiye veya sebep olmadan günahım
Sabah güneşi Lucifer
Deccal, yalanların babası
Mefistofeles
Karıştırıcının içinde gerçeğim
Düzenbaz sahtekar
Sürgün edilen intikamcı
Haklı teslimiyet
Güneş tutulmamın önünde dururken
Adım dudaklarına dikildi, işte görüyorsun
Bir ölümlü, zayıf ve normal olanın iradesine boyun eğmeyeceğim
Beni öldürmek mi istiyorsun? 
Ben sonsuzum, ölümsüzüm
Her kararın içerisinde yaşıyorum,
Bölünmeye neden olan, kaosu yaratan.
Ölümün içinde yaşıyorum, sonların başlangıcında.
Ben senim, sen benimsin, ben senim, Ren

Merhaba Ren…
Uzak durmak adına kendime biraz zaman ayırdım
Hareketsiz kalmak adına kendime biraz zaman ayırdım
Kendi başıma kalmak adına kendime biraz zaman ayırdım ve hayatımın yarısını hasta geçirdim
Ama gelgitin tersine dönmesi kadar kesin
Gecenin şafağı olması kadar kesin
Fırtınanın gözüne girdiğinde yağmurun kısa sürede kuruması kadar kesin ki,
Ben sınanmak ve sapkın olmak için yaratıldım
Ben kırılmak ve ezilmek için yaratıldım
Ben O’nun eliyle yaratıldım, kendi ayaklarımın üzerinde durmam O’nun planının bir parçası
Ve beni tanıyorsun, iradem sonsuzdur
Ve beni tanıyorsun, benimle daha önce de tanışmıştın
Bir canavarla yüzleşip Doğu’dan yükseleceğim ve okyanus tabanına yerleşeceğim
Ve ben de birçok isimle anılırım
Bazı insanlar beni umut olarak bilir
Bazı insanlarsa beni ipteki ilmiği gevşettiğinde duyduğun ses olarak tanır
Ve başarılı olacağımı nasıl bildiğimi biliyor musun?
Çünkü bugün burada senin yanında duruyorum
Beynimi yakan alevlerin içinde durdum
Ve bir kez olsun ne ürktüm ne de sarsıldım
Dönüştüğüm adama karşı o kadar korkaktım ki
Ciğerlerimin en yüksek yerinden şarkı söylediğimde
Köşeye çekilmeyeceğim, senin ateşinde duracağım, ezilmişlere güçlü olmaları için ilham vereceğim
Ve öldüğümde yükseleceğim
Arkamda bıraktığım müzikte
Senin gibi vahşi inatçı, ölümsüz
Biz iki yüzü farklı olan bir madeni parayız.

17 yaşımdayken boş bir odaya, boş bir tuvale, kötülüğün güçlerini yeneceğimi haykırdım ve hayatımın sonraki 10 yılı boyunca bunun sonuçlarına katlandım… Otoimmünite, hastalık ve psikozla. Yaşım ilerledikçe psikolojik savaşta gerçek kazanan ya da kaybedenin olmadığını fark ettim. Ama mağdurlar vardı ve öğrenciler vardı. Bu, Davut’un Goliath’a karşı mücadelesi değildi; karanlıktan aydınlığa doğru sonsuza dek sallanan bir sarkaçtı. Ve ışık ne kadar yoğun parlıyorsa, oluşturduğu gölge de o kadar koyulaşıyordu.

Bu benim için asla kazanılması gereken bir savaş değildi, sonsuz bir danstı ve tıpkı dansta olduğu gibi, ne kadar katılaşırsam o kadar zorlaşıyordu. Beceriksiz adımlarıma ne kadar lanet okursam o kadar çırpınıyordum. Ve böylece yaşlandım, rahatlamayı öğrendim, yumuşamayı öğrendim ve dans etmek kolaylaştı. İnsanı meleklerden, şeytanlardan, tanrılardan ayıran şey bu sonsuz danstır. Ve insan olduğumuzu unutmamalıyım, unutmamalıyız.”

“Şeytanımla Atışmak”” üzerine bir yorum

  1. Tanrı kompleksinden gölgeye varana kadar her şeyi anlatmış ne güzel. Sanatı o yüzden seviyorum sanırım; resim, müzik, dans, şiir hepsi insana dair. İnsan gibi insan olabilmek dileğiyle. Paylaşım için teşekkürler sevgili Didem. Emeğine, yüreğine sağlık.

    Beğen

Yorum bırakın