2. BASIMA ÖNSÖZ
Delilik akıllılıktan yeğdir. En azından bazen.
Bu kitabı yazmaya başlamam, Zürih’te bulunan C. G. Jung Institut’un kapısına dayandığım, bilmediğim bir karanlık ormanın patikalarında kendimi kaybetmeye hazırlandığım günlere denk gelir. Jungiyen analist olmaya niyet edip de mülakatlara girmeye başladığımda, hocalarımdan birinin “Neden Jungiyen analist olmak istiyorsun?” sorusuna, “Gerçekten bilmiyorum, tamamıyla şuursuzluk,” dediğim o gün, dün gibi hatırımda. Şimdilerde, iyi ki, diyorum… iyi ki yolumu kaybetmişim de o bilinmezliğe girmeye zorlanmışım.
Yayınevi benden ikinci baskı için bir derleme istediğinde, “Hayır, o kitabın yeniden basımına izin veremem,” deyivermiştim içimden. Yine de bir şans vermek, yazdıklarıma göz atmak istedim. Zorla bilgisayarın başına geçtim ve yaptığım tüm o hataları, kendimi anlatma çabasıyla hayatımı ortaya en ince ayrıntısıyla döktüğüm sayfaları dişlerimi sıkarak okudum ilk önce. Utanç duygusunun dibini gördükçe hafif bir gülümseme, göğsümün ortasında bir sıcaklık ve minik kahkahalar peydahlanmaya başladı. İçinden geçtiğim süreçlerin her sayfaya, satır aralarında nasıl da iliştirilmiş olduklarını fark ettim. Bir nevi “iyileşme” çabasıydı benimkisi, kitap yazmaya soyunan pek çok kişi gibi. Topu topu birkaç sayfada otuz üç senelik nefesi anlatmıştım. Fakat o sayfaları yazan kişiden o kadar farklılaşmıştım ve öyle başka bir bakış açısıyla görmeye başlamıştım ki ana temayı, kitabın içeriği dahil değişmek ve şimdiye uyum sağlamak durumunda kaldı. Haliyle, birkaç haftada teslim edebileceğim bu kitabın yeni basıma hazır hale gelmesi, kitabı yazdığım süreden daha uzun zaman aldı. Hâlâ eksikleri var, daha derinlemesine ele alınması gereken bazı konular var ve dolayısıyla sıfırdan yazılmayı hak ediyor. Fakat otuzlu yaşlarımın başındaki beni selamlamak ve ona saygı duymak adına elimden geldiğince ilk kurguyu korumaya çalıştım. Ayrıca, 2018 yılından bu yana edindiğim deneyim ve bilgiyle daha net, daha akıcı bir eser sunmak peşindeyim. Bu nedenle de ilk basımdan biraz daha farklı bir yeni basım bulacağınızı şimdiden söylemek isterim. İçindekiler kısmında da görüldüğü üzere, bölüm başlıklarında dahi değişiklikler var. Örneğin, ilk basımda “Gücü Geri Kazanmak” olarak adlandırdığım bölüm artık “Bütünlüğü Geri Kazanmak” diye geçiyor ve haklı bir sebebi var: Bu kitap, bireyleşme, yani psişik bütünlüğü geri kazanma sürecinde bir nevi rehber olmayı amaçlıyor. Bu örneğe ilaveten, bu basımla birlikte, analitik psikolojinin temellerini de daha kapsamlı şekilde sunmaya çalıştım fakat takdir edersiniz ki sadece ufacık bir girizgâh sunabilmiş oldum. Özellikle çalışmayı sevdiğim psişik dinamikler, psişenin fonksiyonları ve rüya konularına giriş dahi yapamadım -ki bence ikinci basımda hayat bulmayı hak ediyorlardı. Sanıyorum ki bu konular gelecekteki kitapların en meşakkatli konuları olacaklar benim için.
Son olarak, kitabın ismini de değiştirmek istediğimi itiraf etmeliyim. Fakat süreçte yeniden anladım ki kitabın ismi tam da amacına yönelik. Okur, “vahşi”nin psikolojik karşılığını tam olarak anlayabildiğinde, bu kavramın neden “kadın” ile ilişkilendirildiğini de anlayacağını umuyorum. Anima-erkil bu dünyanın artık animayı bilince getirerek, bilinçdışı içeriklerini hazmederek, yeni bir dünya yaratmasını da bu umuduma iliştiriyorum.
Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğini bitirmeye hazırlandığımız bugünlerde, Jung’un analitik psikolojisinin hem sosyal ve siyasi hem ekolojik ve tarihsel hem de biyolojik ve psikolojik alanlarda (ve dahi sayabileceğim diğer tüm insan ve doğa bilimi alanlarında) ihtiyaç duyulan bir bakış açısını sunduğunu düşünerek, genç ve çömez bir analist olarak, kapsadığı alanın aslında ne kadar geniş olduğunu biz Jungiyen analistlerin de kavrayamadığı esrarengiz bir diyarda ilerlemeye çalışıyorum. Bu yolculuk son nefesten bağımsız ve beni ve bizi aşan nitelikte olduğunu düşünüyorum. Ancak, bireyin çabası yeterli olmayacakmış gibi görünmesine rağmen, her bireyin kendi yolculuğuna çıkması ve kendini gerçekleştirmeye adanmasıyla büyük resmin değişebildiği bir dünyadır bence bu esrarengiz diyar. İşte ben de kendimi gerçekleştirmek için bilmediğim bir yolda yürüyorum… kâh yalnız, kâh birileriyle… herkes gibi. Tam da bu nedenle, dilerim ki bu kitap, analitik psikoloji alanına merak salan, C. G. Jung’un mirasını sahiplenmeyi dileyen her bireye az da olsa bir fikir, bir yol, bir bakış açısı sunabilsin. Sunabilsin ki yüzümüzü güneşe dönebilelim, gölgelerimizi kutlayabilelim.
Didem Çivici
Jungiyen Analist
(Diploma Candidate, C. G. Jung Insitut, Zurich)
MSc, Nutrition and Diet Therapy
18 Şubat 2022
Kitabın birinci baskısını okuyalı epey müddet olmuştu. Tebrikler, yolunuz açık olsun hocam.
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim. Birlikte olsun inşallah.
BeğenLiked by 1 kişi
Elinize sağlık, güzel günlerde karşılaşmak dileğiyle sevgilerimi gönderiyorum.
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim Özlem Hanım. Çok sevgiler.
BeğenBeğen
Cok guzel ve samimi bir yazi.Annem dikilmis bir elbiseyi duzeltmekten hic hoslanmazdi.Cunku ” daha zor” derdi.Kendi yazdiginiz bir kitabin ikinci basimini aradan gecen zamanda sizin gelisim sureciniz isiginda elden gecirmek neredeyse yeniden yazmak gibi olmus.Cesaret edip okumak isterim.Sevgiler.
BeğenBeğen
Her satırı çizerek okudum,hem benliğimi,hem gölgeme,hem egoma,hem personama,hem bilincime,hem de bilinç dışıma iyi geldi.Sizinle tanışmak isterim.Ayrınti akademiyi takip edeceğim.Kesinlikle yaşayarak yazılmış bir kitap,sadece korteks değil duygu ve samimiyet içeriyor.Teşekkür ederim bilgiyi paylaştığınız için.
BeğenBeğen
Geri bildirim: ÖLÜM HASTALIĞI – MARGUERITE DURAS - Karnavalesk