Jung’un Analitik Psikolojisi

“Bireyleşme terapi değildir. Bir kedi, kedi olduğunda bu terapi midir? Doğal bir süreçtir. Bireyleşme doğal bir süreçtir. O, ağacın ağaç olmasına neden olan şeydir; eğer bu sürece müdahale edilirse, işte o zaman ağaç hastalanır ve bir ağaç olarak işlevini yerine getiremez. Fakat kendi haline bırakılırsa bir ağaç olur. Bireyleşme budur.” - Carl Jung, C.G. Jung … Okumaya devam et Jung’un Analitik Psikolojisi

Jungiyen Masal Analizi Okulu (Online)

“Psişenin karşılaştırmalı anatomisini en iyi masallarda çalışabiliriz.”C. G. Jung “Masallar, kolektif psişik süreçlerin en saf ve basit ifadeleridir.”Marie Louise von Franz Jung Psikolojisi’nde denir ki, her masal, psişik bir süreci ya da karşılaşmayı anlatır. Bir masal (ya da rüya) aslında sadece kişisel bir hikâye değildir, aynı zamanda kolektiftir; bilinçdışından kendiliğinden doğar ve yaşamımıza katılır. Bu nedenle, masallarda … Okumaya devam et Jungiyen Masal Analizi Okulu (Online)

Renewal/Rebirth Myth and Belief: ‘Tree of Life’ in Middle Asian Turks and in Ancient Egypt*

“THE TREE” “One thing seems clear beyond doubt: that the cosmos is a living organism, which renews itself periodically. The mystery of the inexhaustible appearance of life is bound up with the rhythmical renewal of the cosmos. This is why the cosmos was imagined I in the form of a gigantic tree; the mode of … Okumaya devam et Renewal/Rebirth Myth and Belief: ‘Tree of Life’ in Middle Asian Turks and in Ancient Egypt*

C.G. Jung’dan Cinsellik ve Psikoterapi Üzerine 20 Temel Bakış Açısı*

Jung Psikolojisi alanında çalışmaya karar vermemin en önemli nedenlerinden biri Jung’un cinselliğe ve cinselliğin sembolizmine bakışıydı. 2014 yılında seksoloji üzerine uzmanlık yapmaya karar vermiştim fakat araştırdığım hiçbir akademik ya da “alternatif” eğitim bana istediğim derinlikte ve kapsamda bir çalışma alanı sunmuyordu. Jung’un psikolojik yaklaşımını ve cinselliğe bakışını kavradıkça benim için en doğru alanın bu olduğunu … Okumaya devam et C.G. Jung’dan Cinsellik ve Psikoterapi Üzerine 20 Temel Bakış Açısı*

Arketipler: Sahiplik Meseli

Arketip… ne afili bir kelime. İnsanın aklına hemen Eski Yunan, Mezopotamya ya da Kuzey tanrı ve tanrıçaları geliyor fakat belki de gerçekten neyi konuştuğumuzun farkına değiliz: Baykuşuyla zeki Athena, mucitlerin en yakın dostu Hermes, tanrısal sarhoşluğun (kim bilir, belki de Hayyam’ı köşeye sıkıştırmış olan) mimarı Dyonisos tahtlarında oturmuş kahkahalarla bizi seyretmekte. Fakat öyle görünüyor ki, … Okumaya devam et Arketipler: Sahiplik Meseli

HYPOCONDRIASIS AS PATHOLOGY OF THE INTUITIVE*

HYPOCHONDRIASIS: AN INNER CALL FOR “REAL” LIFE? Hypochondriasis (Hypochondria), also known as Illness Anxiety Disorder, or Health Anxiety, was defined by DSM-IV as a somatoform disorder and was replaced with the diagnoses of somatic symptom disorder and illness anxiety disorder. The DSM-IV defines hypochondriasis according to the following criteria[1]: A. Preoccupation with fears of having, or the idea that one has, … Okumaya devam et HYPOCONDRIASIS AS PATHOLOGY OF THE INTUITIVE*

Jung ve Modern İnsan

Ayrıntı Akademi’de başlattığımız ‘Jung Psikoloji Sohbetleri’ kapsamında dün akşam modern insanı konuştuk. Sohbet öyle bir hal aldı ki, öncesinde hazırladığım sayfalarca notu bir kenara bıraktım, katılımcıların ufuk açıcı ve ezber bozucu sorularıyla dans ederek yeni dünyalar keşfetmenin tadını çıkardım. Elbette ki alınan o notların derlenip bir şekilde paylaşılması gerekiyordu, zira neredeyse dört saat süren sohbet … Okumaya devam et Jung ve Modern İnsan

‘Yol’un Peşinde

“Dans eden bir yıldız doğurmak için içinde kaos olmalı.” F. Nietzsche, Böyle Buyurdu Zerdüşt Dünyanın, tabiri caizse, altının üstüne gelmiş olduğunu ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını fark etmeye başladığımızdan bu yana tam bir sene oldu. Bu bir sene tamamlanmaya yüz tutarken etrafımda fiziksel bedeninde yıkım ve kıyım yaşamamış insan kalmamıştı. Gün geçmedi ki … Okumaya devam et ‘Yol’un Peşinde

Karanlığın Cazibesi

Karanlığımızı keşfetmek ne zaman bu kadar popüler oldu? Kendi geçmişimizi, travmalarımızı bulup, karanlıktan ışığa çıkarmak ve onları iyileştirmek ne zaman bu kadar ilgimizi çeker oldu? Hayat bizi doğumumuzdan son nefesimize kadar "kendiliğinden" büyütür ve aslında bireyleştirirken ne oldu da "bilinçlenmek" böylesine büyüleyici bir kavram olmaya başladı? Bu sorulara net birer yanıtım yok. Açıkçası bunları birer … Okumaya devam et Karanlığın Cazibesi